11 Kasım 2017 Cumartesi

MUSTAFA KEMALİN BİR TELGRAFI ve İSTİKLAL SAVAŞINDA TELGRAFÇILAR



Fazlı KÖKSAL

Tarihe meraklı eski Telekomculardan Yunus Türkölmez arkadaşımız, Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele’nin daha başlarında,  Amasya’dan çektiği 20 Haziran 1919 tarihli bir telgrafı gönderdi. Söz konusu telgrafın anlaşılması için kısa bir girizgâh yapılması gerekiyor.

İster ilkçağda yapılsın, isterse uzay çağında yapılsın tüm savaşlar için geçerli bir söz vardır; “Muhaberesiz, Muharebe olmaz” … Hepiniz anlamışınızdır ama günümüz Türkçesi ile de ifade edelim; haberleşmesiz savaş olmaz. Daha doğrusu; sağlıklı haberleşme sağlanmadan savaş kazanılmaz…

İstiklal Savaşımızın başarısında da haberleşmenin, özellikle posta ve telgraf haberleşmesinin önemli payı vardır. TBMM kurulur kurulmaz, haberleşmenin ülke çıkarlarına uygun olarak yürütülmesi ve Anadolu’daki PTT Memurlarını, İstanbul’daki Sarayın emir ve direktifleri ile hareket eden İstiklal Savaşımızı engellemeye çalışan başında Refik Halit Karay’ın bulunduğu PTT Genel Müdürlüğünün baskısından kurtarmak amacıyla, Ankara’da TBMM Hükümetine bağlı ikinci bir PTT Genel Müdürlüğü tesis edilmiştir.

O yokluklar içerisinde, savaş meydanları ile şehir merkezleri arasında Telgraf Hatları kurulması, geri çekilmelerde, o hatların toplanması, Mustafa Kemal Paşa’nın ve diğer Komutanların emirlerinin ilgili yerlere ulaştırılması, buna karşılık Saray’ın telgraflarının engellenmesi, işgal altındaki bölgelerden düşmana ait bilgilerin Ankara’ya bildirilmesi,  hep PTT mensuplarının fedakârca çabalarının bir sonucudur. İlginçtir bu memurlarının büyük bir bölümü, herhangi bir maaş almadan çalışan memur adaylarıdır. Memur kadrosunda olanlar da Cumhuriyet kurulana kadar düzenli maaş alamamıştır. İstiklal Savaşımızın birinci elden anlatımı olan iki kitap, (Atatürk’ün kaleme aldığı Nutuk ve Kazım Karabekir’in yazdığı İstiklal Harbimiz) dikkatli incelendiğinde İstiklal Savaşımızın Telgraflarla sevk ve idare edilen bir savaş olduğu çok iyi anlaşılır. Bu da Telgrafçılarımızın İstiklal Savaşımıza katkılarını gösterir. Atatürk, Telgrafçılarımızın İstiklal Savaşımıza katkılarını şu veciz sözleri ile ifade etmiştir; “Umum Telgrafçılarımızın, Teşebbüsat ve Harekâtı  Milliyemize İfa Eyledikleri Fedâkarane Hizmetlerinin   Milli Tarihimizde Mühim Mevkii Vardır. Kendilerine Bugün Alenen Teşekkür Etmeği Bir Vazife Borç Addederim”

Mustafa Kemal’i TBMM kurulur kurulmaz, yeni bir PTT Genel Müdürlüğü kurmaya yönelten faktörlerin başında, Amasya Bildirgesinin telgrafının ilgili yerlere ulaştırılmaması yönünde PTT Genel Müdürü Refik Halit Karay’ın verdiği emirlerin payı vardır. Refik Halit bununla da kalmamış, Milli Mücadelenin yanında olan, Kuvayı Milliye komutanlarının telgraflarını karşıya çeken PTT Memurlarını görevden almış, Milli Mücadelenin başarısızlığa uğraması için elinden geleni yapmıştır. Bu hareketi de onun 150’likler diye nitelenen, vatana ihanet ettikleri, İstiklal Savaşının aleyhinde tavırlar sergiledikleri için yurtdışına sürgüne gönderilenler arasında yer almasına yol açmıştır. 

Refik Halit Karay’ın Müdafa-i Milliye ve Red-i İlhak Derneklerinin telgraflarının çekilmemesi yolunda PTT Müdürlüklerine verdiği emir üzerine, Amasya'da bulunan Mustafa Kemal Paşa 20.Haziran.1919'da Sadaret Makamına (Başbakanlığa) bir   telgraf çekerek, bu emrin geri çekilmesini talep eder.

Bu Telgrafın Osmanlıca metni, Latin harfleriyle okunuşu ve bugünkü Türkçeyle anlatımı aşağıda bilginize sunulmuştur.


ORİJİNAL METİN

Bâb-ı Âlî                                                                      20 Haziran (1)335
Dâire-i Sadâret
-
Şifre Kalemi
Gayet Müsta’celdir (ivedi)
Makâm-ı Celîl-i Sadâret-uzmâya

Posta ve Telgraf Müdîriyyet-i Umûmîsinin telgrafhânelerde Müdâfaa-i Hukûk-ı Milliyye ve redd-i ilhâk cem’iyyetleri tarafından verilecek telgrafların keşîde edilmemesi hakkında bir emir verdiğini istihbâr eyledim. Aydın vilâyetinin tahliyesine sâik-i yegâne olan sadâ-yı milleti boğmaktan ve vatanın hayât ve isitiklâline karşı birleşen vicdân-ı umûmî-i millîyi itfâdan başka bir şey’e ma’tûf olamayacak olan böyle bir câniyâne teşebbüsün âtiyyen mûcib olacağı mes’ûliyyet-i azîmenin teemmül ve idrâk edilememesi bâdî-i teessürdür. Bu emrin hemen geri alınarak milletin i’timâd ve emniyetine zerreten halel getirilmemesi lüzûmunu arz etmeği bir vazîfe-i vicdâniyye telakkî eylediğim ma’rûfdur.

Üçüncü Ordu Müfettişi
Mustafâ Kemâl
Amasya’dan


BUGÜNKÜ DİLLE

                                                                                     20 Haziran (1)335

Başbakanlık Makamı
-
Şifre Kalemi
Çok ivedidir
Başbakanlık Yüksek Makamına

Posta ve Telgraf Genel Müdürlüğünün telgrafhanelerde Müdâfaa-i Hukûk-ı Milliyye ve Redd-i İlhâk dernekleri tarafından verilecek telgrafların çekilmemesi hakkında bir emir verdiğini haber aldım. Aydın vilâyetinin tahliyesine yegâne sebep olan, milletin sesini boğmaktan ve vatanın hayat ve isitiklâline karşı birleşen millî vicdanı söndürmekten başka bir şeye yönelik olamayacak olan böyle canice bir girişimin geleceği de ilgilendirecek büyük sorumluluğunun etraflıca düşünülüp anlaşılamaması üzüntü sebebidir. Bu emrin hemen geri alınarak milletin güven ve emniyetine zerre kadar zarar verilmemesi gereğini arz etmeyi vicdani bir görev kabul ettiğim bilinmektedir.
Üçüncü Ordu Müfettişi
Mustafa Kemal

20 Haziran (1)919
Amasya’dan

Bu belge, İstiklal Savaşını İstanbul Hükümetlerinin de desteklediği yalanını utanmadan söyleyebilen sözde tarihçilerin, utanmasına yol açacak yüzlerce belgeden birisi... Ama onlar bilim adamı olmayıp, Türkiye'nin Türklüğün ve Atatürk'ün düşmanı oldukları için utanmazlar... Çünkü görevliler ve görevlerini yapıyorlar...

Bu vesile ile Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal Savaşımızın komutanlarını, şehit ve gazilerimizi, İstiklal Savaşında çok önemli yararlılıklar gösteren Telgrafçılarımızı, postacılarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum…



1 yorum: